Hiç tanımadığınız biri size 'bir çocuk hiç çocuk' derse... ONA İNANIN!
30 Haziran 2010 Çarşamba
27 Haziran 2010 Pazar
Bugün yeni kıyafetleriyle tertemiz başladık güne ama bu temizlik 15 dakikadan uzun sürmedi. Neyse ki birkaç fotoğraf çekebildim :) Küçük kızım önlükleri hiç sevmiyorsun ve hâlâ bir şeyler yerken dilini kedi gibi sürekli dışarı çıkarıyorsun :) Ya şapırdamadan yemek yemeyi öğrenmelisin ya da önlüklerle iyi geçinmeyi...
21 Haziran 2010 Pazartesi
20 Haziran 2010 Pazar
Babalar Günü
Böyle günleri çok önemsemem aslında. Televizyonda, radyoda herkesin elbirliğiyle hatırlattığı günlere karşı bir antipatim var. Sevgililer günü, itfaiyeciler günü, anneler günü, babalar günü...
Bugün o sıradan babalar günlerinden biri değil.
Bugün Hakan'ın ilk babalar günü.
Bugün babamsız ilk babalar günü.
Ve bugün aslında babamın doğumgünü.
Vefatından sonra gelen ilk doğumgünü bugün.
Kalbimi burkan tek şey bu değil. Bugün 11 baba şehit oğullarını toprağa verdi. Bugün kalbim hüzün dolu.
Baba seni çok özledim.
Ruhun şâd olsun...
19 Haziran 2010 Cumartesi
16 Haziran 2010 Çarşamba
Kızım bu akşam Sevgi ablamız ilk maaşını aldı ve bize çatıda mangal ısmarladı. Baban bizi çağırmak için aşağıya indiğinde kucağımda şekerleme yapıyordun. Babanın sesini duyar duymaz gözlerini açıp sese doğru döndün. Ama baban odadan çıkmıştı bile. Peşinden "ağlamak üzereyim ona göre" sesini çıkarmaya başlayınca kucağı kaptın :) Hep birlikte çıktık yukarı. Çok eğleniyorsun kalabalıkta. Hepimiz seni çok seviyoruz tatlı bıdık :)
14 Haziran 2010 Pazartesi
13 Haziran 2010 Pazar
Banyo yapmayı bu kadar seven başka bir bebek olabilir mi? Doğduğundan beri yıkanırken hiç ağlamadın kızım. Başına su dökerken mızmızlanmalarını saymıyorum. Birkaç haftalıkken bile yıkanmaktan hoşlandığını belli ediyordun. Şimdi kıkır kıkır gülüyorsun yıkanırken. Suyu ve eğlenmen için çıkardığım köpükleri yakalamaya çalışıyorsun. Bi de kendine oyun uydurdun şimdiden. Ayaklarını suya vurup çıkan şapur şupur sesler çıkarıyorsun. Şapırtılar seni mest ediyor. Her tarafa su sıçratmaya erken başladın :)
12 Haziran 2010
Hakan'ın Amerika'ya gideceği kesinleşti. Sevinsem olmuyor. Üzülsem hiç olmuyor. İki ay boyunca anne kız yalnızız. Aklım Peyami Safa'nın romanına gitti birden :)
Bugün neler neler yaptık neler kızım seninle. Capitol'e gittik birlikte. İstanbul'un en pahalı mama sandalyesini alacaktık ama almadık :P Gezerken kucağımda uyuyakaldın her zamanki gibi. Sonra Kerim dedeyi görmeye gittik. Bahçede çimenlerde oynadık. Özgür ve Didem'e davetsiz misafir kontenjanından konuk olduk. Hilal ve Doğan'la pizza yedik. Daha doğrusu ikimiz gezerken onlar yemek yediler, sohbet ettiler. Biz de seninle Capitol'de turlamaya devam ettik mecburen. Sen bir ara Pizza Hut'ın rengarenk broşürlerini yiyecektin ama son anda elinden alabildik. Çook zor uyudun. Dışarı çıkınca illa düzenin bozuluyor. Seni uyutana kadar ben üç kez uyuyakaldım. Şimdi de uyku tutmuyor o küçük şekerlemeler yüzünden. Şekerleme demişken bugün yarım elmayı afiyetle yedin. Ben de yine elmalı pantolonunu giydirdim sana :)
Bugün neler neler yaptık neler kızım seninle. Capitol'e gittik birlikte. İstanbul'un en pahalı mama sandalyesini alacaktık ama almadık :P Gezerken kucağımda uyuyakaldın her zamanki gibi. Sonra Kerim dedeyi görmeye gittik. Bahçede çimenlerde oynadık. Özgür ve Didem'e davetsiz misafir kontenjanından konuk olduk. Hilal ve Doğan'la pizza yedik. Daha doğrusu ikimiz gezerken onlar yemek yediler, sohbet ettiler. Biz de seninle Capitol'de turlamaya devam ettik mecburen. Sen bir ara Pizza Hut'ın rengarenk broşürlerini yiyecektin ama son anda elinden alabildik. Çook zor uyudun. Dışarı çıkınca illa düzenin bozuluyor. Seni uyutana kadar ben üç kez uyuyakaldım. Şimdi de uyku tutmuyor o küçük şekerlemeler yüzünden. Şekerleme demişken bugün yarım elmayı afiyetle yedin. Ben de yine elmalı pantolonunu giydirdim sana :)
11 Haziran 2010 Cuma
3 Haziran 2010
Isırırken vıyyk vıyyk sesler çıkardığı için onu çok seviyorsun. Her ses çıkarışında şaşırmaktan ne zaman vazgeçeceksin merak ediyorum. Her seferinde gözlerini açıp şaşkın şaşkın bakakalıyorsun bir iki saniye. Sonra da kıkırdamaya başlıyorsun. Tatlı bıdığım benim. Bu arada ben bu satırları yazarken resimdeki badin kiraz suyundan telef olmuş halde lavaboda bekliyor... Bakalım çıkacak mı lekeler... En acilinden bir önlük lazım bize...
10 Haziran 2010 Perşembe
30 Mayıs 2010
1 Haziran 2010 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)