14 Mayıs 2010 Cuma

Çok zor bir gündü. Bitmeyen prosedürler, peşimi bırakmayan murphy, yarına yapılacak hazırlıklar, beklenen dosyalar, yetişmeyen hesaplar, aklımıza gelmeyip başımıza gelenler, En kötüsü Şile'den gelen trafik kazası ve Safa'nın vefat haberi... En son da abimin yolda kaza yapması... Çok şükür ki arabadaki hasar ve yaşanan korku hariç bir problem yok.

Abimle ve sigorta şirketiyle yaptığım telefon görüşmeleri sırasında yaşadığım sıkıntıdan sen de etkilendin kızım. Önce biraz huzursuzlandın. Sonra da telefon görüşmelerini bitirince bana bakıp gülümsemeye başladın. Uyumadan önce son bir kez daha emzirmek için kucağıma aldığımda süt istemedin. Gözlerimin ta içine bakıp gülümsemeye devam ettin. O dakikalarda bana hiç olmadığı kadar sevgiyle baktın güzel kızım. O bakışlarını hayatım boyunca unutmam mümkün değil. İçini çekip mutlulukla çıkardığın o harika sesler kulağımda çınlıyor. İlk kez ellerini yüzüme doğru uzattın. Bana dokunabilmen için başımı sana doğru uzattığımda yanaklarımı tutuşun... Parmakların... O dakikalar o kadar güzeldi ki seni kaybetmekten ölesiye korktum. Hani filmlerde herşey en güzel yerinde yerlebir olur ya... Sanki öyle olacakmış gibi geldi.
Sabahtan beri ardarda gelen tüm sıkıntılara başka ne teselli olabilirdi? Şükürler olsun Rabbim. Anlatamıyorum ki... Dili yok kalbimin...
Posted by Picasa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Listem

Etiketler